İçeriğe geç

Şimşir ağacı Türkiye’de nerede yetişir ?

Başlangıçta bir itirazla başlayayım: Şimşir ağacıyla ilgili “Türkiye’de nerede yetişir?” sorusunun yanıtı, bildiğimizden çok daha ürkütücü — çünkü bu ağaç neredeyse yok olma noktasına gelmiş olabilir. Eğer doğanın hafifçe yorgun ve ihmalkâr ellere teslim edilmesinden rahatsız değilseniz, gözlerinizi kapatın; yoksa okumaya devam edin.

Şimşir Türkiye’deydi — ama hâlâ nerede?

![Image](

![Image](

![Image](

Şimşir (çoğunlukla Buxus sempervirens ve Buxus balearica) Türkiye’de doğal olarak; Karadeniz, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde dağınık ancak bir zamanlar yaygın biçimde görülürdü. ([DergiPark][1])

Örneğin, son yapılan saha çalışmasına göre; doğal şimşir popülasyonları, 23 ilde, 59 ilçede ve 195 lokasyonda kayıtlıydı. ([DergiPark][1]) Ancak bu kapsamlı kayıt, bugünün tablosu değil: saha çalışması sonucunda yalnızca 29 lokasyonda — yani doğal varlığın yaklaşık %15’inde — hâlâ şimşir kaldığı saptanmış. ([DergiPark][1])

Türkiye genelinde kalan bu “küçük kırıntılar”, artık güvence değil; popülasyonun %85 azaldığını gösteriyor. ([DergiPark][1])

Örneğin, Marmara Bölgesi’ndeki Bursa’da bile doğal şimşir varlığı yalnızca bir lokasyonda — Mustafa Kemal Paşa ilçesi Çiviliçam köyü. ([DergiPark][2])

Bu demek ki: evet — şimşir hâlâ Türkiye’de yetişiyor, ama “nerede?” sorusunun yanıtı: “çok az yerde, ve giderek yok olma riskiyle.”

Doğal Yayılış — İklim, Arazi ve Toprak Detayları

Şimşir; humuslu, nemli, kireçli ya da iyi drene olan toprakları, nemli vadileri, eğimli ormanlık alanları, dere yataklarını tercih eder. ([DergiPark][1])

Genellikle orman tavanı altında, büyük ağaçların gölgesinde — bazen nemli vadilerde, eğimli yamaçlarda, kayalık ya da nem tutan orman içi alanlarda yaşar. ([Vikipedi][3])

Doğal ekosistemde bulunduğu coğrafyanın iklimi, nem ve sıcaklık dengesi; yağış rejimi, yaz kuraklığı ya da nemli kışlar şimşirin yaşayıp yayılabilmesi için belirleyici. ([SpringerLink][4])

Ancak bu hassas habitat — şehirleşme, orman tahribatı, iklim değişikliği, gözetilmeden yapılan ağaç kesimleri ve istilacı böcek‑hastalık baskısı karşısında kolayca çöküyor.

Gerçek — Tehdit Altındaki Varlık: Yok Oluşun Eşiğinde Şimşir

Son 10–15 yılda, özellikle Cydalima perspectalis (şimşir güvesi) istilası ve mantar kaynaklı hastalıklar yüzünden doğal şimşir popülasyonlarının dramatik biçimde azalması belgelendi. ([acikerisim.btu.edu.tr][5])

Araştırmalara göre, 2011’den itibaren Doğu Karadeniz’de başlayan bu salgın, bölgede doğal şimşirlerin %90’ını yok etti. ([acikerisim.btu.edu.tr][5])

Son saha çalışması (2022) bu büyük gerilemeyi doğruluyor: 23 ilden elde edilen veriler, şimşir varlığının %85 azaldığını ve sadece %15’inin kaldığını gösteriyor. ([DergiPark][1])

Bu tablo sadece rakamlardan ibaret değil — genetik çeşitliliğimizin, doğal yeşil dokumuzun, ekolojik dengemizin yitirilmesi anlamına geliyor.

Şimşirin bir zamanlar sıkça görüldüğü orman alt katmanları, artık boş; o karakteristik yeşil yapraklı çalı formu, artık adeta hayalet.

Neden Umursamıyoruz? — Çevresel İhmal ve Toplumsal Kayıtsızlık

Çoğu kişi için “ağaç” dendiğinde akla meşe, çam, zeytin ya da sedir geliyor — “çalı gibi küçük, yeşil, süs bitkisi” olan şimşir ise çoğu zaman akılda bile değil. Bu belirsizlik, ona yönelik koruma refleksini zayıflatıyor.

Üstelik şehir estetiğinde peyzaj bitkisi olarak kullanımı yaygın; bu da “orada bir şey büyüyor” hissi verse de “doğal ve saf popülasyon” ile karıştırılıyor. Şimşir güvesi ya da mantar hastalıklarıyla mücadele edilmezken, yeni dikimlerle estetik bahçeler kuruluyor — ama bu, doğal şimşirin yok oluşunu durdurmuyor.

İklim değişikliği, orman tahribatı, erozyon, plansız yapılaşma ve istilacı türler… Tüm bu faktörler, şimşiri korumayı toplumsal bir yük haline getiriyor: bu yükü yüklenen kim?

Provokatif Sorular: Geleceği Kim Kurtaracak?

Doğal flora varlıklarımız — özellikle küçük, görünmez türler — yok olurken, biz neden estetik bahçeler için şimşiri sürdürmeye devam ediyoruz?

Sadece görünüşü güzel diye bitkileri peyzaja dahil etmek, doğal ekosistemi kurtarıyor mu yoksa yok oluşu mu kamufle ediyor?

Eğer bugün engel olmazsak, yarın bu topraklarda “şimdi şimşir yetişiyor mu?” diye sorduğumuzda sadece bilimsel metinlerden mi öğreneceğiz?

Koruma çok pahalıysa, yok oluşun bedeli ne olacak?

Sonuç: Şimşiri Kurtarmak, Doğaya Adanmak Demek

Türkiye’de şimşir hâlâ bulunuyor — ama bu, önemsiz bir tesadüf değil, acil bir alarm. Doğal sistemin küçük ama değerli bir unsuru olarak; biyolojik çeşitliliğin, orman alt tabakasının, ekolojik hafızanın taşıyıcısı olarak.

Şimşir’e sadece bahçe süsü, peyzaj objesi gibi bakmak; asal doğal varlığını, genetik mirasını, ekolojik rolünü göz ardı etmek demek. Eğer gerçekten doğayla bir bağ, gelecek nesillere miras bırakmak niyeti varsa — şimşiri yaşatmak, onu doğal habitatında korumak zorundayız.

Belki geciktik. Ama hâlâ vakit varken — doğanın küçük, yeşil, çalı halindeki saklı hazinelerini kurtarmak için harekete geçebiliriz.

[1]: “Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi – DergiPark”

[2]: “Bursa İlinde Doğal Olarak Yayılıú Gösteren imúirlerin (Buxus …”

[3]: “Buxus sempervirens”

[4]: “Identifying the suitable habitats for Anatolian boxwood (Buxus …”

[5]: “Boxwood Blight in Turkey: Impact on Natural Boxwood Populations and …”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort Megapari deneme bonusu
Sitemap
403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!